DeFi ve Açık Bankacılık

1. Blockchain ve Akıllı Sözleşmelere Giriş

Blockchain teknolojisi, 2008 yılında Bitcoin’in piyasaya sürülmesiyle birlikte dünya çapında dikkat çekmeye başladı. Bitcoin, dijital paralarda çift harcama sorununu çözerek hem verimli hem de sansüre dayanıklı merkeziyetsiz bir ödeme sistemi yarattı. Ancak blockchain’in gerçek anlamda yaygınlaşması Ethereum ile oldu.

Ethereum, blockchain üzerinde çalışan ve koşulları doğrudan kodla tanımlanan dijital anlaşmalar olan akıllı sözleşmeleri hayatımıza kattı. En büyük avantajları? Bu sözleşmeler, belirli şartlar gerçekleştiğinde otomatik olarak devreye giriyor – üçüncü taraflara ihtiyaç kalmıyor. Bu sayede şeffaflık, merkeziyetsizlik ve verimlilik ön plana çıkıyor.

Akıllı sözleşmeler, blockchain üzerinde açık ve sınırsız bir ekonomi yaratıyor. Fiziksel varlıklar da dahil olmak üzere her türlü değer şeffaf, güvenilir ve düşük maliyetle el değiştirebiliyor. Bu sistemin adı: Merkeziyetsiz Finans – DeFi.


2. DeFi

2.1. DeFi nedir?

DeFi; blockchain teknolojisinin tüm potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefleyen açık finans protokolleri ve çözümlerinden oluşan küresel bir hareket. Amacı? Finansal sistemlere herkesin, her yerden kolayca ve düşük maliyetle ulaşabilmesini sağlamak.

2.2. Karşılaşılan zorluklar ve eleştiriler

2019’dan bu yana büyük bir ivme kazanan DeFi dünyası hâlâ birçok temel sorunla boğuşuyor. Ölçeklenebilirlik, piyasa oynaklığı ve akıllı sözleşme güvenliği gibi problemler, özellikle geleneksel yatırımcılar için kullanıcı deneyimini zorluyor.

Ayrıca birçok proje, “merkeziyetsiz” olduğu iddiasında bulunurken arka planda hâlâ geliştiricilerin kontrolünde çalışıyor. Bunun yanında, birçok protokolun merkezileştirilmiş veri kaynaklarına bağımlılığı, sistemin şeffaflığına zarar verebiliyor.

Aşırı merkeziyetsizlik vurgusu, DeFi’nin çözmeyi hedeflediği diğer önemli konuların göz ardı edilmesine neden oldu. Örneğin, yönetişim token'ları kullanıcılara söz hakkı verme amacıyla yaygınlaşırken, flash loan saldırıları, kötü arayüzler ve güvenlik açıkları gibi temel sorunlar devam ediyor.

Tüm bu eksiklikler, DeFi felsefesini düzenlenmiş çerçevede sunan Açık Bankacılık yaklaşımını öne çıkarıyor.


3. Açık Bankacılık

3.1. Kavram ve geçmişi

Açık bankacılık, finansal hizmetlerdeki inovasyonun itici gücü. Küresel danışmanlık şirketi EY’ye göre açık bankacılık, tüketicilerin bankalarla kurduğu ilişkiyi dönüştürecek, şeffaflığı artıracak, inovasyonu destekleyecek ve rekabeti teşvik edecek.

2015 yılında Avrupa Birliği’nin Ödeme Hizmetleri Direktifi 2 (PSD2) ile tanıtılan bu yaklaşım, teknolojik bir atılımdan çok bir zihniyet değişikliği yarattı: Artık müşteri verileri bankaların değil, kullanıcıların kontrolünde.

PSD2 ile bankalar, hangi verileri topladıklarını ve bu verileri nasıl kullandıklarını açıkça belirtmek zorunda. Açık bankacılık ise, bu verileri FinTech şirketlerine güvenli ve izinli bir şekilde sunmalarını sağlıyor.

Bu sayede finans sektörü daha rekabetçi hâle gelirken, maliyetler düşüyor, şeffaflık artıyor ve kullanıcılar için daha iyi çözümler ortaya çıkıyor. Sadece Birleşik Krallık’ta bile 2,5 milyondan fazla kullanıcı ve şirket, bu sistemden yararlanıyor.

3.2. DeFi ile karşılaştırma

Açık bankacılıkta, kullanıcıların onayıyla bankalar anonimleştirilmiş verileri üçüncü taraflarla paylaşabiliyor. Ancak altyapı tamamen merkezi sistemler ve itibari para birimleri üzerine kurulu.

DeFi ise akıllı sözleşmeler ve kripto varlıklar ile çalışıyor. Aracılara gerek kalmadan finansal ürünlere erişim sağlıyor – daha hızlı, daha şeffaf ve daha az maliyetle.

DeFi, geleneksel sistemi ortadan kaldırmak için değil, ona yeni bir boyut kazandırmak için geliştirildi. Açık bankacılık ise bu potansiyeli düzenleyici bir çerçevede ortaya çıkararak, DeFi'nin bazı fikirlerini uygulanabilir hâle getiriyor – merkeziyetsizliğe odaklanmadan.


4. DeFi ve Açık Bankacılığın Kesiştiği Noktalar

4.1. API bağlantı sorunu

Tüm farklılıklara rağmen, DeFi ve açık bankacılık pek çok noktada benzeşiyor. Açık bankacılık sayesinde finansal sistemler arasında birlikte çalışabilirlik mümkün oldu.

Ancak DeFi hâlâ ciddi bir sorunla karşı karşıya: API bağlantısı eksikliği. Yani blockchain üzerindeki veriler ile geleneksel sistemler arasında köprü kurulması zor.

Bu sorun, DeFi projelerinin geleneksel finansla entegre olmasını engelliyor.

4.2. Çözüm önerileri ve gelecek

API3 Vakfı, Web3 ile açık bankacılığı birleştirmeye çalışıyor. Güvenli ve merkeziyetsiz oracle çözümleri sunarak, güvenilir veri akışını blokzincire taşıyor.

Bu sayede hem düzenlenmiş hem de merkeziyetsiz çözümler bir arada mümkün hâle geliyor.


5. Sonuç: Daha bütünleşik bir finans ekosistemi

Günümüzde DeFi dünyası hâlâ parçalı bir yapıdan oluşuyor. Ancak API3 gibi çözümler ve açık bankacılık felsefesi sayesinde yeni bir dönem başlıyor.

Açık protokoller, düzenleyici netlik ve güvenilir veriler ile hem geleneksel finans hem de blockchain teknolojisi bir araya gelebilir. Böylece daha güvenli, erişilebilir ve etkili finansal ürünler geliştirilebilir.